Ancak Kanada, aynı zamanda Suriye'nin batısında son günlerde yüzlerce sivile yönelik gerçekleştirilen "vahşetleri" kınadı.
Kanada Dışişleri Bakanlığı, Suriye'deki krize yanıt olarak 84 milyon dolar değerinde yeni bir insani yardım fonu ayırdığını duyurdu. Ayrıca, yaptırımların hafifletilmesiyle bazı Suriyeli bankalar, özellikle Suriye Merkez Bankası üzerinden para transferlerine izin verileceği belirtildi. Bakanlık, bu adımın insani yardımların sürdürülebilir ve istikrarlı bir şekilde ulaştırılmasını, yerel kalkınma çabalarının desteklenmesini ve Suriye'nin toparlanma sürecinin hızlandırılmasını amaçladığını ifade etti.
Kanada Dışişleri Bakanı Mélanie Joly ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Ahmed Hussen, yaptırımların hafifletilmesine ilişkin yaptıkları açıklamada, sivillere yönelik vahşetlerden duydukları derin endişeyi dile getirdi. Bakanlar, "Bu vahşetleri şiddetle kınıyoruz. Geçici yönetimi, şiddeti sona erdirmek için gerekli tüm önlemleri almaya çağırıyoruz. Siviller korunmalı, tüm dini ve etnik grupların hakları ve onuru gözetilmeli, suçlular hesap vermelidir." ifadelerini kullandı.
Diplomatik Temsilcilik ve Suriye'nin Geleceği
Kanada, Lübnan Büyükelçisi Stephanie McCollum'u Şam'da da akredite ederek Suriye'de gayriresmi bir diplomatik temsilcilik oluşturacağını duyurdu. Kanada Dışişleri Bakanlığı, bu adımın bölgesel ve uluslararası aktörlerle iletişimi güçlendireceğini belirtti.
Kanada'nın Suriye Özel Temsilcisi Omar Alghabra, ülkesinin Suriye'nin yeniden inşasında aktif bir rol oynayabileceğini vurguladı. Alghabra, "Kanada, tüm vatandaşlarını kapsayan, herkesin haklarına saygı gösteren bir devletin inşasında Suriyelilere destek olabilir. Ayrıca, Suriye'nin kaosa ve istikrarsızlığa sürüklenmesini önlemeye de katkıda bulunabiliriz." dedi.
Geçmişteki Yaptırımlar ve Yeni Adımlar
Kanada, diğer birçok Batılı ülke gibi, devrik lider Beşar Esad hükümetine karşı sert yaptırımlar uyguluyordu. Ancak, geçici Suriye yönetiminin uluslararası destek arayışında olduğu bir dönemde Kanada'nın bu adımı, Suriye'nin toparlanma sürecine yönelik uluslararası iş birliğinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
