İsrail ise yönetimi, Batı Şeria’daki direniş gruplarını bastırmada yetersiz kalmakla suçluyor. Filistin Yönetimi'nin bu tutumu, hem iç hem de dış arenada çeşitli soruları ve tartışmaları beraberinde getiriyor.

Güvenlik Koordinasyonu ve İsrail’in Baskıları

Filistin Yönetimi, İsrail ile 1993 Oslo Anlaşması çerçevesinde başlayan güvenlik koordinasyonunu hala sürdürüyor. Ancak bu durum, Filistin halkının tepkisini çekiyor ve yönetimin meşruiyetini sorgulamasına neden oluyor. İsrail, Batı Şeria’da "Demir Duvar" operasyonları ile direnişi bastırmaya çalışırken, Filistin Yönetimi'nin bu süreçte pasif kalması eleştirileri artırıyor.

Filistin Yönetimi’ne Yönelik Eleştiriler

Uzmanlar ve analistler, Filistin Yönetimi’nin mevcut durumu ve politikalarını şu noktalarda eleştiriyor:

  1. Halkın Taleplerine Yanıt Verememesi:
    Filistin Yönetimi, halkın özgürlük ve bağımsızlık taleplerine yönelik somut bir alternatif sunamıyor. Ekonomik fırsatların sınırlı olması, yaşam standartlarının düşmesi ve siyasi alanda etkisiz kalması, yönetimin halk nezdindeki desteğini zayıflatıyor.

  2. İsrail ile Güvenlik Koordinasyonu:
    Filistin Yönetimi, İsrail ile güvenlik koordinasyonunu sürdürerek, işgal altındaki topraklarda direnişi bastırma konusunda İsrail’e dolaylı olarak destek sağlıyor. Bu durum, yönetimin halkın gözünde meşruiyetini kaybetmesine neden oluyor.

  3. Oslo Anlaşması’na Bağımlılık:
    Oslo Anlaşması fiilen sona ermiş olmasına rağmen, Filistin Yönetimi hala bu anlaşmaya bağlı kalıyor ve alternatif bir siyasi vizyon geliştiremiyor.

  4. İç Bölünmeler ve Yönetim Zafiyeti:
    Filistin içindeki siyasi bölünme, özellikle Hamas ve El Fetih arasındaki anlaşmazlıklar, yönetimin etkisini zayıflatıyor. Ayrıca, yönetimdeki yolsuzluk ve şeffaflık eksikliği de halkın desteğini azaltıyor.

  5. İsrail’in Politikaları Karşısında Pasiflik:
    İsrail’in Batı Şeria’daki askeri operasyonları ve yerleşimci şiddeti karşısında Filistin Yönetimi’nin etkisiz kalması, halkın yönetimden uzaklaşmasına neden oluyor.

    Türkiye’nin Suriye’deki nüfuzu İsrail’i endişelendiriyor Türkiye’nin Suriye’deki nüfuzu İsrail’i endişelendiriyor

Direniş ve Alternatifler

Filistin Yönetimi’nin direnişi desteklemesi gerektiğini savunan uzmanlar, güvenlik koordinasyonunun sona erdirilmesi ve halkın taleplerine uygun bir direniş politikası geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak bu adımların atılabilmesi için şu engellerin aşılması gerekiyor:

  1. Uluslararası Destek Bağımlılığı:
    Filistin Yönetimi, ABD ve Avrupa Birliği’nden aldığı mali destekle ayakta duruyor. Bu destek, yönetimin İsrail ile güvenlik koordinasyonunu sürdürmesi şartına bağlı.

  2. İsrail’in Baskıları:
    İsrail, Filistin Yönetimi’nin direnişi desteklemesi durumunda, yönetimi tamamen devre dışı bırakabilecek askeri ve siyasi adımlar atabilir.

  3. Alternatif Liderlik Eksikliği:
    Filistin halkı, mevcut yönetimden memnun olmamasına rağmen, alternatif bir liderlik veya yönetim modeli geliştirebilmiş değil.

Çözüm Önerileri

Uzmanlara göre, Filistin Yönetimi’nin meşruiyetini yeniden kazanması ve halkın taleplerine yanıt verebilmesi için şu adımları atması gerekiyor:

  • İsrail ile güvenlik koordinasyonunu sonlandırarak, direnişi destekleyen bir politika benimsemek.
  • Halkın ihtiyaçlarına yönelik ekonomik ve sosyal reformlar yapmak.
  • Filistin içindeki siyasi bölünmeyi sona erdirmek ve ulusal birliği sağlamak.
  • Uluslararası arenada Filistin davasını daha etkili bir şekilde savunmak.

Filistin Yönetimi’nin mevcut politikaları, halkın bağımsızlık ve özgürlük taleplerine yanıt veremediği gibi, İsrail’in işgal politikalarına dolaylı olarak katkı sağlıyor. Bu durum, yönetimin meşruiyetini ciddi şekilde zayıflatıyor. Ancak, güvenlik koordinasyonunun sona erdirilmesi ve direnişi destekleyen bir stratejinin benimsenmesi, yönetimin ulusal ve uluslararası arenada daha güçlü bir konuma gelmesini sağlayabilir.

daily ummah